Sky ve Holder ancak çıplak gerçeklerle cesurca yüzleşerek yaralarını iyileştirebilecek ve sınır tanımadan yaşayıp birbirlerini sevebileceklerdir.
Umutsuz nefesinizi kesecek, merakınızı uyandıracak size ilk aşkınızı hatırlatacak bir roman.
_____________________________________
Herkese merhaba. Bugün karşınıza muhteşem bir kitap olan Umutsuz ile çıkıyorum. Uzatmadan başlamak istiyorum çünkü süreyi ne kadar uzatırsam benim için yorum yapmak o kadar zor olacak.
Sky, küçük yaşında üvey annesi tarafından evlatlık edinilmiş bir kızdır. Onu evlat edinen kadının, Karen'ın, çok fazla ilginç bulunabilecek özellikleri vardır. Evin önemli ve asla çiğnenmeyecek kuralları;
1- Abur cubur yemek kesinlikle yasak.
2- Teknolojik alet ile eve adım bile atılamaz.
Sky, bu iki kuralı göz önünde bulundurarak, 17 yaşına gelmiştir. Bu arada Sky adını çok seviyorum, türkçe anlamı: Gökyüzü. Sky, isminden de anlaşılmak üzere gökyüzüne bakmayı, yıldızlara bakıp hayal kurmayı çok sevmektedir. Genç kızın en yakın arkadaşı ve Six'in yapmayı en çok sevdiği şeylerden bir tanesi de; eğlenmek için -Sky'ın deyimi ile- uyuşmak için erkeklerle takılmak. Durum bu şekilde olunca Sky'ın takma adı sürtük olmuştur. Bu laflara aldırış eder mi? Hayır, çünkü o insanların saçma ve kırıcı dedikodularını umursayacak nitelikte bir kız değildir. Hani bazı kitaplarda gördüğümüz, sinirimizi bozacak seviyeye gelecek olan masumluğu ya da sümsüklüğü yok. O, bayan hazırcevap.
Sky, hep evde ders görmüştür. Annesini okula gitme konusunda bezdirmesinin ardından, devlet okuluna gideceği kararlaştırılır.
Bayan hazırcevap, bir gün markete evin ihtiyaçlarını almak için gider. Sıradan günlük ya da haftalık alışverişini yaparken, karşısında taş bir çocuk bulur: Dean Holder. Sky, Dean'ı görür görmez onu kesmeye başlamış ancak çok fazla belli etmemeye çalışmıştır. Aldıklarını kasadan geçirip, işi bittiği sırada Dean'ın ona seslendiğini duyar. Fakat, gerçek olabileceğinden şüphelidir ve pek dikkate almaz. Daha sonra yine aynı sesi duyduğunda arkasını döner, ve duyduklarının yanlış olmadığını anlar. "Hey. Adım Holder."
Sky, Dean'ın onunla flört etmeye çalıştığını düşünür. Ben de öyle düşünmedim değil. Daha sonrasında, tabiri caizse, Sky onu iplemeyince Holder, ona adını sorar. Sky'ı tanıdığı birine benzetir. Birkaç olaydan sonra, Sky, arabasına binip olay yerini terk eder.
Bu kadarla kaldığını düşünmeyin. Acımasız kader, onları bir araya getirir.
Sky, yaklaşık 4 senedir koşucudur. Yine koşuş esnasında, Dean ile karşılaşır. Meğersem Dean onun evine çok yakın bir mesafede yaşıyormuş. Bu tesadüfün ardından birbirine çekim duyan iki genç zamanla konuşmaya, tanışmaya başlar.
Dean, meşhur okulun meşhur kötü çocuğudur. Okurken çok sıradan bir kurgu, ve çok sıradan iki karakter olduğunu düşündüm. Ama akıcılığından dolayı insan istese de, istemese de kitabı bırakamıyor.
Okuldaki dedikoduya göre Dean, eşcinsel bir çocuğu öldüresiye dövmüş ve hapis yatmıştır. Kitabı okurken Dean'ın çok dengesiz biri olduğunu düşünüyordum. Çünkü ani sinir nöbetleri, beklenmedik davranışları falan beni çıldırtmaya yetiyordu. Fakat daha sonra sebebini öğrendiğimde, ona hak verdim. Holder, sırlarla dolu bir çocuk. Tek bir şeyi bile açıklasam büyük spoiler olacağı için pek ağzımı açmayacağım. Açarsam, hiç susmayacağımı biliyorum.
Sizlere Dean ve Sky'ın yaşadığı, Dean'ın ani dengesiz davranışının olduğu bir yeri paylaşmak istiyorum. Bir gün, Sky ve Holder yemek yerken Holder, Sky'ın bilekliğini farkeder. Ve ona, bilekliği nereden bulduğunu sorar. Kızın üzerine fazla gider ve masayı terk eder. Ben okurken çocuğa bayağı saydırdım..
Holder'ın aşkı ciddi anlamda çok samimi. Birbirlerine karşı "Seni seviyorum" değil de, "Seni yaşıyorum." diyorlardı. Ne kadar içten ve samimi bir cümle olduğunu farkında mısınız?
Kitabı bir 200 sayfa olduktan sonra artık bir bekleyişte buluyorsunuz kendinizi. Çünkü kitabın ilk 200 sayfası, tutkulu yiyişmeler, karakterlerin birbirini tanımasından oluşuyor. Arka tanıtımda sözü edildiği gibi, acımasız sırlar yüzüstüne çıkmaya başlıyor. Yazara lanet okudum resmen çünkü kitap ilerledikçe sadece tahmin yürüttüğüm şeylerin çıktığını gördüm. Aslında Sky ve Holder'ın arasında çok güçlü bir bağ var ve bu bağ sırlarla dolu. O kadar kötü şeylerle karşılaşıyoruz ki, içimiz burkuluyor. Dean, çok iyi bir sevgili. Acımasız gerçekler ortaya çıkınca onu destekleyen, arkasında olan, olduğu halin daha kötü olmamasını sağlayan Dean'dı. Ancaaak, kitapta en sevdiğim karakter Sky oldu. Yaşadığı onca şeye rağmen, dimdik ayakta kalması, insanlar hakkında ne düşünürse düşünsün umursamamayı, gerçek aşkın da gelebileceğini bize gösterdi. Sana ölüyorum, hazırcevap bayan.
Colleen Hoover, bildiğiniz üzere yabancı ülkelerde deli gibi satan bir yazar. Ve bu kitabı okuduktan sonra, bunun nedenini daha iyi anlayabilmiş oldum. Yazarın şu yönünü çok sevdim: Gerçeklerden kaçmamayı daha doğrusu kaçamayacak oluşumuzu kitaplarında göstermesi. John Green, bu kadının yanında melek kalır öyle söyleyeyim.
Kitaptan alıntılar:
“Erkeklerle birlikte olmaktan hoşlanmıyor değilim. Zevk alıyordum – yoksa, bunu yapmazdım. Sadece diğer kızlar gibi zevk almıyordum. Ayaklarım hiç yerden kesilmiyordu. Karın boşluğumda kelebeklerin uçuştuğunu hissetmiyordum. Doğrusu, birinin beni kendimden geçirdiği düşüncesi bana son derece yabancıydı. Erkeklerle birlikte olmaktan zevk almamın asıl nedeni kendimi tamamen ve rahatça uyuşmuş hissetmemdi.”
“Birbirimize o kadar yakındık ki aramızdan hava bile geçemezdi ama buna rağmen yeterince yakın değilmişiz gibi hissediyordum.”
"Bakışlarımı onunkilere çevirdim, sonra tekrar tavana baktım. “Demek istediğim, ben bu tür şeyler yaşamıyorum. Bunların hiçbirini istemiyorum. Erkeklerle öpüşürken hiçbir şey hissetmiyorum. Uyuşukluk dışında. O yüzden bazen Grayson’ın bana o tür şeyler yapmasına izin veriyorum, hoşuma gittiği için değil, hiçbir şey hissetmemekten hoşlandığım için.” Karşılık vermeyince sessizliği beni rahatsız etti, içinden deli olduğumu düşünüp düşünmediğini merak ediyordum. “Mantıklı gelmediğinin farkındayım ve hayır, lezbiyen değilim. Senden önce kimseden hoşlanmadım ve nedenini bilmiyorum.”Bunu söyler söylemez, gözlerimi sımsıkı kapatıp kolumu yüzümün üstüne koyarken kafasını bana doğru çevirdi. Bunu, ondan hoşlandığımı itiraf ettiğime inanamıyordum. Şu an ölebilirdim ve bu bile yeterli olmazdı.Yatağın hareket ettiğini hissettim, bileğimden tutup kolumu gözlerimden çekti. İstemeye istemeye gözlerimi açtığımda, dirseğinin üzerinde doğrulmuş, bana gülümsüyordu. “Benden hoşlanıyor musun?”-Sky, Holder